Finalinden yıllar geçmesine rağmen insanların en baştan tekrar izlediği ve her yeni jenerasyonun başlayarak fanlarına dahil olduğu kısa komedi dizileri, sitcomlar! Durum komedisi anlamına gelen ve ‘situation comedy’nin kısaltılmasından oluşan sitcom kavramı aslında hayatlarımızda 1930 lardan beri var. Bazen birbirini takip eden bazen de tamamen alakasız bölümleriyle sitcomları anlamak için önceki bölümleri izleme zorunluluğunuz yok. Amerikan medyasında maximum 30 dakikalık bölümleriyle kısa sürede olabildiğince güldürme hedefiyle yer alan dizi türü ülkemizde ana akım patronları dolayısıyla bu ‘kısa süre’ hedefini paylaşamıyor. Sitcomların bir diğer özelliği ise 90’lara hatta 2000’lerin ilk on yılına kadar seyirciyle çekilmesidir. Arkada kahkaha efekti sanılanlar, çekim sırasında sahneyi izleyen insanların gerçek kahkahalarıdır. Elbette yıllarla beraber sitcomların bu geleneği tarihe karıştı ve sitcomlar ya kahkahasız ya da eski kayıtlardan alınma gülme efektleriyle seyirciye sunulmaya başlandı. Sitcom endüstrisindeki tek değişim elbette ki bu değildi. Yıllarla beraber komedi türü değişti ve gelişti. Geçmişte aile, devamında da arkadaş komedisinden sonra seyirci kitlesini özelleştirerek küçülmeye devam etti. Günümüzde eskileri izlenmeye devam etse ve unutulmasa da yeni sitcom çekimleri oldukça azaldı ve dizi kültürü daha büyük yapımlara yöneldi. 

 

Peki neden bu kısa komedi dizilerini izlemeye devam ediyoruz? Sitcomları izlemeyi sevmemizin sebepleri arasında sadece bizi güldürmeleri değil, kusurlarıyla da beraber gördüğümüz tanıdığımız insanlardır. Bu kısa şovlarda asıl önemli olan o bölümde ne yaşandığı, konusu değil, her haliyle sevdiğimiz karakterlerdir. İzlemeye başladığınızda kendinizi ailenizle hisseder, güler ve rahatlarsınız. Ve bu yüzden kendilerine geri dönmemizi sağlarlar. 

Ekin Aydın