Calypso, Yunan mitolojisinde silik kalmış, hüzünlü hikayesinde suçlanır konumda bırakılmış bir tanrıçadır. Güzelliği dillere destan Calypso’nun adına Odysseia destanında rastlarız. Okeanos ve Atlas’ın kızı Calypso ilk titan savaşında babası Atlas’ın yanında olmuş ve bu sebeple sürgüne mahkum edilmiştir.

Ogygia adasında bir başına yıllarca yaşarken dönem dönem ziyaretçileri olur. Bu ziyaretçiler aslında birer kahramandır ve Calypso her birine aşık olur. Kahramanlar da onunla birlikte geçici süreliğine adaya mahkum olur ancak Calypso’nun aşkına karşılık verdiklerinde özgür kalırlar. Yarım kalmışlıkları bol olan bu kahramanlar her zaman gitmeyi seçer ve Calypso’nun kalbi tekrar ve tekrar kırılır. Bu döngü onun lanetidir.

Odysseia destanında ise Odysseus fırtınayla Ogygia’ya sürüklenir ve Calypso’yla tanışır. 10 yıl boyunca onunla kalır. Bir gün ailesini hatırlar ve o da Calypso’yu terk eder. İddialarına göre Calypso güzel müzikleriyle onu büyüleyip alıkoymuştur ve bu hikaye böyle tarihe geçer. Odysseus, kahramanlık adı altına sakladığı karakterinin açıklarını Calypso’ya olan aşkını itiraf etmeyerek kapatır ve yüzyıllarca yanlış tanınır Calypso.

Tek hatası babasını desteklemek olan bu tanrıça, yıllarca yalnız başına kalp kırıklarıyla baş etmesi yetmiyormuş gibi ünü yanlış yayılır. Hala günümüzde bile Calypso’nun gerçek hikayesini bilen sayısı yok denecek kadar azdır.

 

Ayça Mekki